MüzikYazılar

Katatonia’da Ayrılık, Hayal Kırıklığı ve Vefasızlık

“…Açıkçası ikimizden biri gruptan ayrıldığında, Katatonia dağılabilir ve devam etmek isteyen kişi yola yeni bir isimle devam edebilirdi, hatta bence böyle olmalıydı…”

Katatonia’nın iki kurucu üyesinden biri olan, grubun 34 yıllık gitaristi -bana göre Katatonia’nın esas adamı- Anders Nyström’un Mart ayının ortalarında gruptan ayrıldığını belirten paylaşımlar arka arkaya geldi.

İlk önce Jonas Renkse, Anders’in ayrılığını kısa, soğuk ve samimiyetsiz bir açıklama ile duyurdu. Bir gün sonra Anders’in yaptığı paylaşım, ayrılığın kesinleştiğini daha detaylı bilgilerle ortaya koydu.

Bu ayrılık, sadece grubun hayranlarında değil, tüm Avrupa metal müzik dünyasında küçük çaplı bir şok etkisi yarattı.

Müzik gruplarının kurucu kadroyu bozmadan yıllarca devam edebilmeleri gerçekten kolay değil. Belki biz dinleyiciler, dinlediğimiz grupların tüm üyelerinin çok yakın arkadaşlar olduğunu ve müzik çalışmaları dışında da sık sık birlikte zaman geçirdiklerini düşünüyoruz ancak sonuçta bu da bir iş ve bu işin arkasında çok ciddi sözleşmeler ve imzalar dönüyor. Albüm kayıtları ve turneler dışında, her bir grup üyesinin kendine ait bir özel yaşamı var ve bu insanlar da bizler gibi günlük koşturmacaların içerisinde kaybolup gidiyorlar.

Tabi ki kurucu üyelerin hem karar alma hem de maddi konularda diğer üyelere oranla biraz daha ön planda olması da gayet normal. Katatonia için bu, Nyström ve Renkse demekti. Son yıllarda Renkse ile Nyström arasında bazı fikir ayrılıklarının olduğu ve bir soğukluk yaşandığı bilinmekteydi. Anders’in ikinci açıklaması ile bu konuyu daha detaylı bir şekilde öğrenmiş olduk.

Anders’in açıklamalarından anlaşılan, Jonas’ın eski Katatonia parçalarını konserlerde çalmak istememesi ve Anders’in de tam tersi şekilde konserlerin grubun tüm dönemlerini içermesi gerektiğini düşünmesinden kaynaklanan ve gerçekten de hafife alınmayacak bir fikir ayrılığı.

Son yıllarda tüm sözler ve besteler Jonas’dan çıkıyordu. Anders’in bestelere yoğun bir şekilde katkı sağladığı dönemler Katatonia’nın ilk ve orta dönemleri. Anders’in yaşadığı hayal kırıklığının arkasında yatan şey de kendi bestelediği ve katkı sağladığı parçaların konser setlist’ine alınmamış olması ve daha da kötüsü, ilk dönemlerin tamamen yokmuş gibi davranılması.

Bu fikir ayrılıklarının son yıllarda Anders’in turnelere katılmamasına sebep olması, Jonas’ın tek başına kararlar alması ve grubu adeta bir solo projeye dönüştürmesi…Sonrasında ayrılık, Jonas tarafında sessizlik, Anders tarafında ise ikinci bir açıklama zorunluluğu hissetmesi ve yaşadığı hayal kırıklıklarını açık bir dille izah etmesi.

Tam da Katatonia’nın depresif müziğine uygun olaylar!

Anders’in yol ayrımı grubun başına gelen belki en büyük ayrılık ancak ilk değil. 2009’da Norrman kardeşler, 2010’da da davulcu Daniel Liljekvist gruptan ayrılmıştı. Her ne kadar üç üye de gruptan ayrılmalarının nedenini grup ile fikir ayrılığı olmadığını ısrarla belirtse de, en azından Fredrik Norrman’ın Katatonia ile yolları ayırdıktan hemen sonra eski grubu October Tide’ı tekrar aktif etmesi (ve daha sonrasında kardeşi Mattias’ın da October Tide’a katılması) insanların aklında soru işareti oluşturmuştu.

“Katatonia’daki mirasımı asla terk etmeyeceğim”

Peki, Norrman kardeşlerin October Tide ile yaptığının bir benzerini Anders Nyström yapacak mı?

Anders ikinci açıklamasının bir bölümünde “…Bu durumda hem yasal hem de manevi olarak iki seçenek var: Ya Katatonia ismini dondurur ve herkes kendi yoluna gider, ya da her iki taraf da bu ismi kullanma hakkına sahip olur. Jonas şu anda yeni bir Katatonia albümünü kendi başına çıkarıyorsa, demek ki ikinci seçenek dolaylı yoldan tercih edilmiş. O halde ben de ihmal edilmiş materyalle ne yapılabileceğine bakmaktan çekinmem…” diyor ve ekliyor: “Mevcut grup ile yollarımı resmen ayırmış olsam da, Katatonia’daki mirasımı asla terk etmeyeceğim”

Açıkça belli oluyor ki, Anders yeni bir müzikal yola girecek ve bu yeni yolda Katatonia’nın eski dönem parçalarını da çalacak ki yasal olarak buna hakkı var. Öte yandan Jonas’ın ani bir şekilde ayrıldığı Bloodbath’de Anders’in daha fazla aktif olacağını düşünüyorum. Bildiğiniz gibi Bloodbath bir yan grup olarak kuruldu ve kurucularından biri ve ana rif yazarı da yine Anders.

Yıllarca aynı tür müziği icra etmek zor iş ancak belli sınırlar dahilinde olsa bile farklı tarzlara yönelmek de beraberinde çok ciddi riskler getiriyor. Katatonia üyeleri, grubun her döneminde ve her albümünde belli bir kalitenin üstünde albümler çıkarabildiler ve bu sayede yıllar geçtikçe müziklerine adapte ettikleri her yeniliği dinleyicilerine kabul ettirebildiler. Katatonia’nın en dikkat çekici başarısı budur bana göre.

Norrman kardeşlerin October Tide ile yakaladığı kaliteyi, Anders’in yürüyeceği yeni yolda yakalayacağından emin olarak yazımı noktalıyorum. Katatonia isimli bir grup hala var ancak benim de aralarında bulunduğum bir çok kişinin, sadece “eski günlerin hatrına” bu grubu dinlemeye devam edeceğini biliyorum.

Norrman kardeşler, Anders ve Daniel tekrar bir araya gelir mi? Kim bilir…

Hi, I’m Ekin